KOZMETİK REKLAMLARINDA SÖYLENMEYENLER










Kozmetik” başlığı kişisel bakım ve temizlik amaçlı çok geniş bir ürün yelpazesini içine alıyor. Cilt bakım ürünleri, makyaj malzemeleri, dudak parlatıcıları, şampuan, sıvı el sabunları, parfüm, diş macunu, saç boyası, güneş kremi, traş losyonu, el kremi vs… Kozmetiklerin yakın takipçisi olmadığını düşünenlerin dahi alışveriş listesinde bu ürünlerin birkaçı mutlaka yer alıyor. Çoğu kez yalnızca reklam metinlerine göre tercih ettiğimiz bu ürünlerin içeriği ve sağlığımıza etkileri göz ardı ediliyor.

KOZMETİKLERE ASIL FATURAYI SAĞLIĞIMIZ ÖDÜYOR


Kozmetiklerin yapımında kullanılan yaklaşık 3000 kimyasal madde üzerinde yapılan araştırmalarda bunların üçte birinin direkt olarak toksik yani zehirli olduğu tespit edilmiş. Amerika’da gerçekleştirilen bir araştırmaya göre günde 9 farklı kozmetik ürün kullanan bir kişi, bu ürünlerin içeriğindeki 126 farklı kimyasal maddeye maruz kalıyor.

Solunum yoluyla, yutularak veya deriden emilerek vücudumuza giren kimyasalların zararları sayılamayacak kadar fazla. Kısa vadede tahriş, alerjik reaksiyon, enfeksiyon olarak ortaya çıkan bu zararlar, uzun vadede hormanal dengesizlikler, kanser, doğum kusurları gibi çok ciddi boyutlara ulaşan hastalıklar olarak karşımıza çıkıyor. Kozmetiklerin kanserle ilişkisine yönelik yapılan araştırmaların ortaya koyduğu istatistikler bir hayli düşündürücü. Özellikle aynı ürünün uzun süreli kullanımları sonucu zararlı maddeler vücutta tehlikeli oranlarda birikerek kanser oluşumunu tetikliyor. Normal koşullarda toksik olmayan bazı kimyasallar ise ultraviyole güneş ışığına maruz kaldıklarında toksik hale gelebiliyorlar. Bu maddeler, hücrelerin DNA ve RNA’sında değişikliklere yol açarak kansere neden olabildiği gibi kırmızı kan hücrelerini de olumsuz yönde etkiliyorlar.

KİŞİSEL BAKIM MI, BAĞIMLILIK MI?

Günümüzde “dış görünüm” estetiği çeşitli biçimlerde fazlasıyla ön plana çıkarılıyor. Reklamlarda “kusursuz” olarak tanımlanan profillerin ürün satışlarını artırdığı bir gerçek. Fakat tüketicilere yansıtılmayan olası zararlar, sağlık sorunları olarak karşımıza çıkıyor. Ekonomik değeri çok yüksek olan kozmetik piyasasının çalışmaları insanları bu ürünleri kullanmaya zorunlu kılıyor adeta. Kendini iyi hissetmek için dışarıdan bir ürünün katkısı abartılarak kozmetik kullanma bağımlılığına dönüşebiliyor. Toplumda oluşan bu algı özellikle ergenlik dönemindeki gençler için ruhsal ve bedensel bir takım sorunlara yol açıyor. Bedeni kusurlu olarak algılama problemi yaşayabiliyorlar. Küçük yaşlarda kullanmaya başladıkları ürünler, özellikle hormonal gelişimlerini olumsuz yönde etkiliyor.

DOĞRU ÜRÜN TERCİH EDERKEN BİLİNÇ VE ÖZEN GEREKLİ

Kozmetik ürünlerinin zararlarından korunmak için ticari kaygıları kadar halk sağlığı konusunda da etik davranan profesyonel firmaların ürünleri tercih edilmeli. Ürün etiketinde belirtilen maddeler ve etkileri konusunda bilinçli olunmalı. Gerekli testlerden geçmiş ve onay almış ürünlerin dışındakilerden uzak durun. Özellikle ucuz oldukları için taklit ürünlere yönelmek son derece tehlikeli olabiliyor. Sağlığımızı etkileyebilecek her türlü etkiyi sorgulayın ve bilgi sahibi olmaya gayret edin.

DOĞANIN BARINDIRDIĞI ŞİFA HAZİNELERİNİ KEŞFEDİN

Sentetik kimyasallar yerine organik yapıdaki bitkisel ürünleri tercih etmek sağlığımız ve çevre için çok daha faydalı. Bu ürünleri tercih ederken de içerikleri ve onaylı olup olmadıkları konusunda dikkatli olun. Her yaşın en güzel süsü olan sağlığımızı korumak için, reklamların yönlendirdiği ürünler yerine uzman doktorların tavsiyelerine kulak verin ve güvenilir ürünlere yönelin.

Kaynak:Semerkand Aile Dergisi

0 yorum:

Yorum Gönder